Gideceğim yer neresi olursa olsun bavul hazırlamayı hiç sevmiyorum. Ama bu psikolojik bir şey, bavul görünce bile kötü oluyorum nedense sevmiyorum işte.
Bugün de yavaştan toplanmaya başlayayım dedim o lanet bavulu koydum odanın ortasına. Elime attığım her eşyada daha kötü oluyorum sanki onların hepsi anı ve onlara dokunamam. Yıkamak bile istemiyorum kimini oraların kokusu var diye... Bu koku olayı diğer her şeyden çok etkiliyor. Başka bir şeyde o kadar değil ama bir koku direk o ana alıp götürüyor beni. Mesela bugün kremimi kokladım sınıfça sürer hepimiz aynı kokardık veya krem isteyen bana gelirdi falan :) O anlara gittim bir ağlamaya başladım... Şarkılar da birebir bu konularda. Bir de bavul toplarken başta sessiz sakin topluyordum sonra içimdeki arabesk damarım, arabesk şarkılar açtırdı bana. Kendimi kesesim geldi orada. Neyi elime alsam daha kötü oluyorum. Ben de bugünün işini yarına bıraktım yarısını topladım çıktım. Sonra dışarı çıktık pastaneye girdik ne görsem canım çekiyor. İçimdeki açlığı hiçbir şey durduramadıysa tabi :)
Eve geldim, beni mutlu edecek başka bir şey olamazdı işte. Yavru bir kedi evin önündeki ağaca çıkmış, inememiş miyavlıyor. Onu indirdim yemek, su verdim ama avluya sokmadım başta. Bu kedi bir inatçı çıktı, ikinci katın penceresine çıktı asmadan tırmanıp. Annem evin içine sokmadığından o kadar içeri alamadım şimdi uyuyor bahçede. Akşam aşağı indim yanına, kucağıma yattı şebeklikler yaptı bana gel de sevme yani :) Küçükken de aynı onun gibi bir kedim vardı, nankör kendine alıştırıp yan komşuya kaçmıştı çok üzülmüştüm. Yolda görünce pis pis bakmıştım ona çocuktum ne yapalım :)
Yaz bitmiş yarından sonra gidiyorum kedi anca geldi...
Bugün dizi izliyorum kadın adamdan boşanıp başkasıyla evlenecek. Adam gelip nikahı basıyor sonra biri onu vuruyor silahla. Kız vazgeçip adama dönüyor, araları düzeliyor. Şimdi mantık açısından düşünürsek değerini anlamak için o adamın yaralanması mı gerekiyordu. Peki ya ölseydi biz neden böyleyiz, niye kıymetini kaybedince anlıyoruz, neden ellerimizden kayıp gidince geri istiyoruz??? İlla ölecek gidecek kaybedeceğiz sonra vay efendim kıymetini bilemedim.. Bilemiyoruz tabi yanımızdayken sevdiğimizi söylemeyip gidince keşke söyleseydim diyoruz. Ne boktan bir kural yaa.
Birinde de adam abisiyle küs, yıllar sonra hesaplaşıyorlar birbirlerine tokat atıyorlar hatta. Abisi ben çok hastayım ölüyorum deyince sarılıp barışıyorlar. Ulen daha az önce tokat attın sen ölümü duyunca gidip sarılıyorsun :)
Şimdi bavul toplamak ölüm şu biten kaybettiğim yaz tatilimi geri istiyorum. Evet evde çok sıkıldım öldüm bittim geberdim sıkıntıdan ama biten şeyleri sevmiyorum işte be. Çünkü kendimi hayallerime ihanet etmiş gibi hissediyorum. İnsanlar nereyi kazandın dediğinde hayalimdekinden başka bir bölüm söylüyorum ve sırf bu yüzden becerememekten çok korkuyorum. düşünsene beceremeyip gelip evde oturmak ne kadar hoş geliyor kulağa...
Bilmiyorum kafamda bir sürü şey var ve bunlar beni gerçekten boğuyor. Her gün her gece kabus görüyorum ya bağırmaya çalışıyorum yardım isteyemiyorum ya üç harfliler falan ama sürekli kan ter içinde zorla uyanıyorum. Her gece dua ederken hatim indiriyorum nerdeyse ama o kabuslar peşimi bırakmıyor. Kronik depresyona yakalandım bence ben.
Yine bir bavul yine bir yolculuk... Hani hep her şeyi herkesi geride bırakıp gitmek istiyordum ya işte fırsat! Bunu yapabileceğim sonunda, kimseyi tanımadığım bilmediğim bir şehir, yepyeni bir sayfa, sil baştan... Her şeye en başından başlayacağım sadece bu düşündüğüm kadar kolay bir şey değilmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder