1 Eylül 2015 Salı
KİM ARAR SÖYLE KİM ARAR
Bazen bazı insanları tutup öldüresim geliyor ancak şaşılacak derecede sabırlıyım ki bir şey yapmıyorum.
Bu söyleyeceğim zaman zaman sende de oluyordur buna eminim ama benim bir takıntım var. Aslında zamanla oluşuyor bu, ilk mesaj atan ya da hep mesaj atan taraf olmayı sevmiyorum. Ya bu kim olursa olsun, canımdan çok sevdiğim, kardeşim diyebileceğim insan da olsa böyle olmasını istemiyorum. Var böyleleri. Yakınız, konuşuyoruz, dertleşiyoruz ama hep ben arıyorum. Hep ben mesaj atıyorum. Konuşmak istemiyor diyeceğim bunu pek hissetmiyorum ama neden hep ben onu anlamıyorum işte.
Artık çekildim ya köşeme, bir insan bir insanla görüşmek istiyorsa zaten bir yolunu bulur. Ben değer veriyorum, gösteriyorum ama karşı taraftan göremeyince bende de bitiyor. Ha kimseye kendimi zorla sevdiremem o kadar manyak değilim. Bundan sonra arayanı ararım, mesaj atana mesaj atarım, pıçaklanması gerekeni pıçaklarım arkadaş!
Ara sıra ne düşünüyorum biliyor musun, sanki hepimiz başka birinin hayatını yaşıyoruz. Gün gelecek her işimiz boşa gidecek. Mesela sanki üniversiteye gidecek olan ben değilim, başkasının hayali oraya gitmek ben de onu yerine getireceğim gibi geliyor. Okul açılacak ve biz yine Bayındır'a gideceğiz. Oraya da alışınca kopmak zor olacak, onu ben de biliyorum bebeğim. Ama alışana kadar ne olacak, nasıl olacak, oda arkadaşım belki bir manyak çıkıp beni kesecek... Tamam son dediğim pek imkanlı gözükmüyor ama hayat yani bu, insanın başına her şey gelebilir. Bana kalsa hayalimi biliyorsun. Alayım bir pisi, birlikte ev tutup yaşayıp gidelim. Bu ilk yıl pek mümkün gözükmüyor, ikinci yıl düşünürüz.
Ya o değil böyle yaşadığı yerde üniversiteye gidecek olanlar var abi. Ben bu işi anlamıyorum. Ben lisede de yurtta kaldım ancak benim yaşadığım yerde öyle bir şansım yok. Üniversite için de anasının gözüne gideceğim. Düşünüyorum vaz mı geçsem diye ama yurda verdiğimiz parayı düşününce yanar diyorum. Bir de her nedense içimde bir hüzün... Alıştıramadım kendimi ulen! Nasıl yani diyorum kurtuluyor muyum bu evden, bu şehirden, bu duvarlar gelmeyecek mi artık üstüme?
Bazen ne istiyorum biliyor musun? Zamanı geri almak, pardon bunu hep istiyordum. Bazen ileri almayı istiyorum. 10 yıl falan geçsin, benim de sonumun ne bok olacağı belli olsun. Mesela evlenmek istemiyorum ya, acaba 10 sene sonra akli dengemi yitirip evlenmiş olacak mıyım? Ay konusunu açınca bile daralıyorum, Allah'ım ne olur evlendirme beni...
Gidiyorum be, özgürlüğe gidiyorum, bilinmezliğe gidiyorum. belki de bir uçuruma gidiyorum. Bir yere gidiyorum ama neresi ben de bilmiyorum. Kesin bildiğim bir şey var şu arayıp sormayanları Allah bildiği gibi yapsın emi. Beni bu kadar sinir ettiler yani. Lise arkadaşlıkları başkasına benzemez, lise şöyle güzeldir, lise şöyle iyidir, lise şöyle boktur kim dediyse bunları, büyük bir zevkle ağızlarına sıçarım. Hani ya kaç kişiyle görüşüyorum doğru düzgün. Bakalım... Hiç bilmediğim bir hayat, hiç bilmediğim bir yer beni bekliyor. Umarım liseye benzemez. Tabi benzemez lan bizim okulumuz kutu kadardı, herkes birbirini tanırdı, aile gibiydik. Acaba rektörle 5 yıl boyunca kaç kez konuşabileceğim :)
Lisedeyken, önce okul ne zaman kapanacak diye gün sayardım. Sonra okul ne zaman açılacak diye gün saymaya başladım :)
Şimdiyse ne halt yediğimi inan ben de bilmiyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder