14 Eylül 2015 Pazartesi
ÖYLE BİR GÜN
İnsanlar göründükleri gibi değildir dostum, özellikle de ben :))
Bugün çok yorucu, zaman zaman sıkıcı, yine de güzel bir gündü. Hazırlık sınıfına üniversitenin üvey evladı gibi davranıyorlar. En erken onların dersi oluyor. Sabah yolda yürürken kimin çömez olduğunu hemen anlıyorum :) Bakışımızdan, yürüyüşümüzden ele veriyoruz kendimizi. Bir kere mal mal bakıyoruz her yere. Ya deftersiz kalemsiz sallana sallana ya da hepsi takım geliyoruz.
Sabah zorla ve motor bozuk uyandım. Ya geç yattığım için kendime 10 milyon kez küfür ettim. Giyindim süslendim çıktım. Yola bakıyorum etrafa acaba bu saatte yolda giden herkes çömez mi diye :) Sonra yürüye yürüye gittim, ek kontenjan olduğumdan öğrenci kimliğim de çıkmadı. Kapıda görevliye söyledim öğrenci belgesi istedi gerizekalı. Sabahın köründe buraya kadar niye geleyim öğrenci olmasam dimi.
Onu gösterdim girdim içeri, okulun önü çok kalabalık. Alakalı alakasız bölümlere hazırlık verirlerse böyle olur tabi. Binanın girişinde bir sürü kağıt var bakanlar ya aşağıda bekliyorlar ya da dışarı çıkıyorlar. Noluyo la burda derken bir kız da bana aynı soruyu sordu. Onunla beraber gidip bir hoca bulduk sorduk. Daha yokmuş plan program ortada. Ay odaya örümcek girmiş... Neyse işte bahçede oturup bekledik kimisi gidiyor kimisi bekliyor. O sırada da dediğim kızla oturduk muhabbet ettik birbirimizi tanıma amaçlı sorular sorduk ve ben bu konuda cidden malım o kadar konuştuktan sonra adını sormak aklıma geldi :) Sanki her gün biriyle tanışıyorum cık cık cık. Bir kız daha geldi bize sordu sonra o da oturdu yanımıza, biraz da onunla muhabbet ettik. Ya ilk kız çok sessiz sakin böyle bebek uyuyormuş gibi alçak sesle konuşuyor, ben de cazgır bir insanım. Tabi ki bunu ona göstermedim :)) İlk günden kızı korkutmanın anlamı yok. Sonra görüşmeye devam edersek o da görecek zaten ne bok olduğumu. Sonra da diğer tüm arkadaşlarım gibi beni sen bozdun diyecek :)) Ama hiç bozacağım bir tipe benzemiyor mesela sanki hiç bağırmazmış gibi geliyor. Dur bakalım onun da içinde vardır belki. Ay bir de Aydınlıyım deyince Gaziantepli gösteriyor tipin dedi. Çaktırmadan telefondan tipime baktım gayet de salak bir suratım var. Hem Gaziantepliler nasıl oluyor ki. Hani Karadenizli falan dese anlarım da neyse sonuç olarak iyi birine benziyor. Gördüğüm bildiğim herkes İngilizce öğretmenliği kazanmış Allah'ım bana kaderimin bir oyunu mu. Yani niye karşıma hep onlar çıkıyor. Otururken iki kişi numarasını bıraktı bana açıklanırsa mesaj at diye
Sonra burada okuyan eski bir hocam geldi almanca öğretmenimdi, şimdi İngilizce öğretmenliği okuyor adam onun üstüne. Onunla kahve içtik 2 saat sohbet ettik. Üniversiteden beynimizdeki suya kadar konuştuk. Şu an düşününce inan konu nasıl beynimize geldi ben de anlamadım :)) Ama iyi bir insan, onun sayesinde üniversiteyi çözdüm biraz. En azından hazırlıkla eğitim fakültesinin yolunu öğrendim.
Onun dersi vardı ayrıldık, giderken baktım hala yok program. Sıçarım böyle işe dedim kalktım yurda geldim. Orada hangi dilde konuştuğunu anlamadığım insanlar da gördüm ama çok tatlılar.İkisi beyaz tenli, ilik gibi çocuklardı valla. Ha bir de iki çocuk gelmiş Japonları gördünüz mü buradan geçtiler mi diye sordu salaklar :)
Ya götüme çok eziyet ettim bugün o kadar saat oturdum bir de bilmem kaç km yürüdüm. Şehir içi var ama içinde birbirlerinin kucağına oturuyorlar neredeyse. Hem yürüdükçe o kadar yiyecek ne vardı diye kendime sövüyorum.
Bugün boş yere uykusuz kaldım lan şimdi tutuyorum kendimi uyumayayım diye. Gece erken yatarım belki, o değil de tırnağım kırıldı be.
İlk okul günüm tam bir fiyaskoydu kısacası. Tek güzel yanı eski öğretmenimle görüşmemiz oldu. Adam hayatını bir anlattı onun yanında ben daha şanslıyım. Yani nerede aksilik var hep onu bulmuş bu zamana kadar. Herhalde onun yerinde olsam kafayı yemiş olurdum. O yine iyi dayanmış ve geç de olsa İngilizce öğretmenliği okuyor. Onun da ilk hedefi oymuş ama anlattığı iyi oldu yani ben de öyle yapabilirim. İngilizceyi bırakmayı düşünmüyorum zaten. Almanca için biraz hevesim kırıldı ama o da gerçekleri söyledi ne yapsın. Adam gibi atanan ne var ki anasını satayım ben de yaşayıp başıma neler geleceğini göreceğim yavaş yavaş. Oy karnımda tadilat var resmen seslere bak
Burası çok pahalı. Öğrenci şehri bunlar aç insanlar yazık ucuz yapalım diyeceklerine dayamışlar yani fiyatları. Bizi soymak için bugün burada verdiğim tost ayrana Bayındır'da üç tane çiğ köfte dürüm yiyebilirim yani öyle söyleyeyim. Neyse yemek çok da lazım bir şey değil benim için, ben yemesem de 3 ay ölmem yani :)
BİRİYLE TANIŞIRKEN ÖNCE ADINI SÖYLE. Sonra kendi salaklığına kendin de gülüyorsun ama aynısını karşı taraf da yapabiliyor :)
ÇÖMEZ GİBİ DURMA Bunun belki bir çaresi yok ama psikolojik olarak düşün, sanki yıllardır buradaymışsın gibi.
ARKADAŞ BULAMAMAKTAN KORKMA Bu çok doğru, çünkü seni biri mutlaka buluyor. Bak benimkiler paşa paşa geldi :))
he çok hoşuma giden bir sözü seninle paylaşayım fuzuliye sormuşlar sevmek mi sevilmek mi diye(cevabında romantik bir şey bekliyorsun dimi bekleme) o da sevişmiyorsan ikisi de fuzuli demiş
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder