25 Ağustos 2015 Salı
4 YILIM
Bu ara üstümde öyle bir şey var ki bilgisayarı açıp yazı yazmaya üşenir oldum. Aklıma çok şey geliyor yazayım diye niyetlenip vazgeçiyorum.
Ek yerleştirme sonuçlarını büyük bir heyecan ve merakla bekleyerek yaşıyorum 2 gündür. Acaba ne olacak olacak mı bilmem ne derken yaz tatilim harcanıyor.
Neyse aklıma hep gelen konuyu şu geçen 4 yılımı yazayım bu kez.
Hani filmlerde olan lise ortamı olur ya sınıfta herkesin grubu, çetesi falan olur mutlaka iki grup sürekli laf sokar birbirine onlardan vardı okulumda, sınıfımda. Havalı takım vardır kendileri dışında herkesi kötüler yukarıdan bakar o da vardı işte. Sonra mükemmelliyetçiler vardır notları, yürüyüşü, üstü başı, her şeyi mükemmel olmak zorundadır, her zaman dört dörtlük insanlar olarak gezerler o da boldu. Anlaşmalı gelen eskiden sınıf arkadaşı olanlar vardı ki bence en şanslıları onlar. Kimileri de vardı onlarla konuşmak için kelimelerini iyi seçmen lazım. Her fırsatta her kelimenle dalga geçerler yanlarına gitsen tuhaf tuhaf bakıp susarlar, kesinlikle senin dedikodunu yapıyorlardır. Bir de bizim gibi yurtta kalanlar olur, onlardan' yurt grubu, yurtta kalanlar' diye bahsedilir (bu isimden 4 yıl boyunca nefret ettim) Sanki biz ayrı bir cumhuriyetiz. Tek suçumuz evimizin anasının nikahında olması ve mecburen yurtta kalıyor olmamız. Anlayacağınız her türlü insan vardı. Yakın olduğum kafamın uyuştuğu insan sayısı çok azdı. Lise bitene kadar 2 yurt değiştirdim. Oralarda da ayrı ayrı bir sürü olay yaşadım iyi kötü. Onları da ilerleyen zamanlarda yazayım çok fazlalar...
Her yıl farklı insanlarla olaylar yaşadım, saf bir insanım ne yapayım. Yeri geldi iftira attılar kötü kız oldum, yeri geldi dedikodumun dibine vurdular. Yani bir insanın başına gelecek en boktan şeylerin hepsini yaşadım. Kimisinde ciğerlerim sökülene dek ağladım ama tecrübe diye teselli ediyorum kendimi. Tabi ki boş yere boş insanlar için ağlamışım sanırım hayatımdaki en salak hatalardan biri bu mıknatıs gibi sorunlu insanları çektim üstüme.
Sonunda ne mi oldu? Son yıl daha önceki yurtta aynı odada kaldığımız kızlarla başka yurda geçtik. Son yılım onlarla çok güzel geçti. Genel olarak aile gibiydik hatta ikimiz anne baba ikimiz çocuk olduk. Yaşadığımız şehri daha geniş keşfettik her yeri ezberimde. Bazen yaka silktiğim günler zamanlar oldu ama inanır mısın hepsini özlüyorum. O günler geri gelecek ama saçlarından vazgeç deseler geçerim :) Eski fotoğraflara bakarken hala içim acıyor.
Kafamıza nereden kazınmışsa çok gülme çok ağlarsın korkuyorum. Bugün gözlerimden yaşlar gelene kadar güldüm. Şimdi pusuya yattım bekliyorum acaba ne zaman ağlayacağım öyle de hasta bir ruhum var işte.
Lise bana çok şey kaybettirdi ama kazandıklarımın yanında kaybedilenleri düşünmek istemiyorum. Çok sevdiğim insanlar oldu hayatımda kimisi hala var ve ben onlarla çok mutluyum. Canımdan bir parça oldular çok seviyorum... Yani şimdi kötü olayları düşünmek yerine iyileri, mutlu edenleri düşünmek daha mantıklı ama değil mi ?
O değil gece kuşu oldum ya erken yatmak ne unuttum. Okul varken tavuk gibi uykum gelirdi gerçi o zaman da geç uyur sabahın köründe kalkardım. Uykusuzken dünyanın en huysuz insanı olduğumu söylememe gerek yok sanırım :)
Ay şu an bile parmaklarım yoruldu sanki daktiloyla yazıyorum. Bu evden çıkınca çok zorlanırım ben bütün gün karpuz gibi yatıyorum her şeyi yatarak yapıyorum lan. Artık o kadar geliştirdim kendimi :) İki adım atsam nefes nefese kalıyorum. İnsanın 18 yaşındayken 88 yaşında hissetmesi de kaderimin bir oyunu sanırım...
Evet azizim, satırlarıma burada son verirken diyorum ki henüz liseyi bitirmeseydiniz ne mutlu size. Her günü son gününüz gibi dolu dolu yaşayın. Sonra benim gibi devamsızlık yaptığınız her gün için kafanızı duvarlara vurursunuz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder