4 Aralık 2015 Cuma

GERÇEKLER ACI OLABİLİR AMA HER ACI GERÇEK DEĞİLDİR!







Bugün çiğ köftecide gördüm bu sözü çok hoşuma gitti. Burada kastedilen acı çiğ köfte olsa da çok mantıklı :) Çiğ köfte aşk yaa, ay neyse ne diyorduk...
  Hayatımızda var olan ya da olacak bazı gerçekleri konuşmak, hatırlamak istemeyiz. Zira bunlar acı gerçeklerdir. Bir yerde gizlenip, pat diye ortaya çıkıp, orta yere sıçan türden.
  Kimi acılar acıdır, yani biz acı deriz acı çekiyoruz sanarak. Oysa her acıda aynı derecede gerçeklik payı yoktur. Acı diye nitelendirebileceğim şeyler var ama gerçek olmadığını bilerek yaşamıştım. Belki de insanlar olarak acı çekmeyi marifet sanıyoruz. Bu gibi durumlarda beterin beteri var teselli ediyor.
  Kendimden örnek verirsem bazen üzülünce daha kötüsünü düşünüyorum ya da daha kötüsünü yaşayanları düşünüyorum. O zaman da üzüldüğüm için pişman oluyorum. Sonra ne mi oluyor? Geçiyor be! Bunu gönülden söylüyorum, laf olsun diye değil. Geçmeyen hiçbir şey yok, alışılmayacak, unutulmayacak, bırakılmayacak hiçbir şey, hiç kimse yok. Geçmez dedim, olmaz dedim ama bu dediklerimin alayının tersi oldu. Ha bazısını bilerek dedim onu itiraf etmeliyim. Olsun istediklerimin bazılarına olmaz dedim şimdi patır patır gerçekleşiyor :)
 Uyanık olacaksın işte bazen. Hayat madem ki zor baş etmenin yolunu bulmak, bilmek ,uygulamak lazım. Ne de olsa yaşıyoruz gönüllü veya gönülsüz ;)
  Bilgisayarı açıp buraya yazmak o kadar zor geliyor ki. Ne zamandır yazamadım bi bok. Okul yoruyor zaten. Oraya gitmek gelmek... Dersler desen sürekli aynı ders, ödevler, sınavlar derken bilgisayarı elime alacak fırsat bulamıyorum.
 Üniversitenin liseden hiçbir farkı olmadı benim için. Yine sabahın köründen kalkıyorum. Yine hep ders çalışıp ödev yapıyorum. Genel olarak liseli gibiyim yani. Ha lisedeyken yurtta arkadaşlarla takılmaktan geç yatardım. Burada yurtta yapacak bir şey bulamıyorum uykum ne zaman gelirse kendimi yatarken buluyorum.
  Dün bir kabus gördüm ama hemen hemen dona bırakacaktım. Uyandığımda kedilerin bir şeyden korkup bütün tüylerini diktiği hali almışım. Titriyorum, saat 4 herkes uyuyor ama korkudan öleceğim oracıkta. Ağlamaya başladım, böyle durumlarda birileriyle konuşmam lazım yani birini uyandırmam şart ama kimseyi uyandıramadım. Okuyup üfleyip, ağlayıp geri uyudum. Ne mi gördüm  ?Bacaklarının yarısı olmayan havada uçan insanlar... Aslında bir korku filmi çektim diyebilirim.
Bazen şu mezarlıktan o kadar çok tırsıyorum ki sırf bu yüzden burada kalmak istemiyorum. Gece gündüz fark etmiyor korkuyorum. Çünkü burayla ilgili rivayetler var o korku filmleri boşuna burada çekilmedi muhabbetleri var... Onları duydukça korkum artıyor 'yaa yoktur öyle bir şey', diyorum ama içimdeki hasta ruhlu manyak ya varsa diyor bana.
  Son satırlarıma çiğ köfte aşkıyla gelmek istiyorum: Çiğ köfte, hayatımdaki en tatlı acısın cansın sen iyi ki varsın :)

















1 yorum:

  1. uzun süredir takip ettiğim bloguna ilk kez yazma ihtiyacı duyuyorum.
    bu yazındaki yorulmuşluk ve giderek azalan yazıların beni bu mesajı bırakmaya yönlendirdi birazda.
    sadece bilmeni istedik, yazılarını okuyan ve yenilerini heyecanla bekleyen birileri var ve ben onlardan sadece birisiyim.

    sakın buraları ihmal etme…
    ve evet çiğ köfte konusunda da kesinlikle haklısın.

    YanıtlaSil