21 Kasım 2015 Cumartesi

CAM KENARI LÜTFEN




   Ben çok bahtsızım be. Hatta baya bahtsızım yani. Bugün hiçbir konuda şans benden yana olmadı, bırak benden yana olmayı hep karşımda durdu anasını satayım.
  Sabahın köründe kalktım gittim xxx şirketinden  bilet buldum. 
  Otogarda bekliyorum içeri bir kedi girdi ama gör yani kaplan gibi kocaman kafası var. Çağırdım yanıma refleks olarak. Kedi gayet cool geldi pat diye kucağıma yattı yerleşti. Hayır kediyi itiyorum git diye bu geldi yattı. İttim çünkü benden ağır yüksek ihtimalle :) Otobüs saati yaklaşınca kalkmak için dürttüm, kalkmadı ırgılanmadı bile :) En sonunda ite kalka indirdim. 
  Şanssızlık: Koridor tarafına oturdum ve dağ yoluydu. Yok böyle bir mide bulantısı. İçerisi de bir havasız, insanlar götleri donacak diye en ufak delikleri kapatıyor. 
Gelelim muavine... Nasıl polis olmak için bir kilonun önemi varsa aynı şey muavinler için de olmalı bence. Çünkü muavin her yanımdan geçişinde ya bana, ya yan tarafta oturana, ya da sağlı sollu ikimize birden değdiriyor. Yani adamın kasa benden geniş niye muavinlik yapıyorsun arkadaşım. Sen geçerken kolum bacağım diye ben neden kendimi çekiştiriyorum? Ama ne oldu biliyor musun, o yol boyunca şoför beni dikiz aynasından kese kese parçalarıma ayırdı. Diyeceksin ki dikiz aynası o, bakar. Evet farkındayım niye bana baksın dimi ancak gayet de bana bakıyordu. Arada gülüyordu bile. Ben de fark ettikçe ya kafamı çevirdim, ya dik dik baktım. Bak şoför minnacık mesela koltuğu doldurmuyordu. Bırak doldurmayı hayvan gibi bacaklarını açarak oturdu  2 saat :)
  5 aydır göremediğim arkadaşımı gördüm bugün. Biliyor musun böyle şeyler de ben en çok kokuya takarım. Kızın kokusunu özlemişim ya resmen. Bir de yılların verdiği alışkanlıktan dolayı yanında çok rahatım, o da aynı şekilde. Sanki eskisi gibi birlikte çarşıya çıktık öyle hissettim ben. 
Çok güzel zaman geçirdik, ailemi de çok özlemişim. 
Kardeşim daha ufacık ve çocuğun büyüdüğünü göremiyorum lan. Bu çok üzüyor beni... Bugün bi gördüm gerçekten büyümüş yani eli yüzü falan... O büyüyor işin kötüsü ne biliyor musun sürekli gözümün önünde olsa bunu fark etmem ama uzun süre görmeyince anlaşılıyor böyle şeyler :(
  PMS dönemim bu ay uzadı da uzadı. Çünkü beklenen misafir gelmiyor! Bu PMS bu yüzden var bence. Geldi mi, gelecek mi, ne zaman gelecek... Gelince bir hafta zaten çekiyorsun. Kadın olmak çok zor sonuç olarak. Üstümde de onun gerginliği var her şey gözüme nasıl batıyor tahmin bile edemezsin. Yol boyu cam kenarında oturan herkese küfür ediyorum. Ben orada midemle cebelleşirken önümdeki entel abla gazete okuyor. Nasıl sinirime dokundu ya, arabada bir gram oksijen kalmamış durumda daral geldi bana. Dönüşte de öndeki küçük çocuğa söverek gittim. Hopluyor, zıplıyor, muavini çağırıyor. Hayır annesi de sinir oluyor. 'Oğlum yapma ' diyor ben de arkadan yapma 'oğlusu ağzına yüzüne sıçacağım şimdi' diyorum. Velet götünün üstüne oturmadı. Hava karardı çaprazımdaki amca internetten bir şeyler araştırıyor ben de onu kesiyorum. Sonra mal adam ışığı açtı gazete okudu. Arkadaş bu gazete aşkı nedir çözemedim ben. Ortalık karanlık bok mu var git evde oku gazeteni.
   Bütün gün botun içinde ayaklarım mahvoldu iki dakika fermuarını açayım dedim.  Hayır gerizekalı muavin gelip ayakkabını kapat kokuttun demedi benim ayaklarım kokmaz tamam mı :) Garaja gelmişiz ben unuttum bunu inince ayağımdan çıkıyordu bot :):) Bu arada sen de bana sövüyorsun sanki çünkü taktım her şey büyüdü de büyüdü gözümde. Telefonla konuşanların ağzını körledim içimden, her dedikleriyle dalga geçtim. Bi de tüm bunların üstüne donuma kadar ıslandım. Anladım ki Allah'ım beni hiç sevmiyorsun. Ben ne zaman n'olur yağmasın desem öyle bir yağmur bastırıyor ki anlatılmaz yaşanır. Önce saklanayım dedim sonra baktım kuru yerim kalmamış başlarım ya dedim yavaş yavaş yürüdüm :) Tam olsun olacaksa. 
 Hayatım boyunca hep böyleydi bu. Yemek bana gelince bitti, nerede bir şey varsa hep bana kalmadı, şimdi de cam kenarı tutturamıyorum. Hayatım koridor kenarında geçiyor çoğu güzelliği göremeden, kötü şeyler muavin bana değdirerek geçiyor, herkes etkilenmiyor.
Şanssızım dostlarım şanssızım şanssız... 

16 Kasım 2015 Pazartesi

BENİMLE EVLENİR MİSİN?


  bir sapığım bile var :) acaba başıma daha neler gelecek ya
geçtiğimiz haftalarda hayatımda ilk kez evlenme teklifi aldım evet yanlış duymadın daha doğrusu okumadın bildiğin evlenme teklifiydi sorun şu ki bunu söyleyen adam deliydi :) yurda girmek üzereydim babam yaşında bir amca koştu geldi bakar mısınız dedi döndüm seni çok seviyorum benimle evlenir misin diye sordu o an şok kelimesini tam olarak yaşadım adam yaşlı bir kere :) işin dalgasındayım bakma sen öyle ki gülme krizine girdim tamam korkulacak bir durum ama çok saçma değil mi tanımadığın birine pat diye evlilik teklifi etmek güldüm geçtim ben de
ama bu manyak hasta sapık odadan arkadaşa da aynı şekilde gidip malum soruyu sormuş o zaman da güldüm geçtim ta ki bugüne kadar zira adamla yolda karşılaştık bana dik dik baktı ama benim korkudan içim titriyor yani boğuluyorum sanki neyse yürüdüm baktım adam dönmüş arkasını baya bakıyor yurda yaklaşınca yine döndüm baktım arkamdan geliyor yurda nasıl girdim bilmiyorum ama korkudan ölecektim güvenliğe anlattım zaten daha önceki hadiseyi de biliyorlar aradan yarım saat geçmedi güvenlik beni aradı bu hasta herif bir kıza yaklaşmış yine yakalamışlar polisi aramışlar götürmüşler bunu yalnız öyle rahatladım ki çok şükür artık  ilk bu olayın olduğu günden sonra dışarı makasla çıktığım doğrudur raporum olmasa da ben de deliyim sonuçta adam elini kolunu sallayıp sırf deli diye sokağa niye salınıyor ki gitsin tedavi olsun arkadaş biz niye korku içinde yaşıyoruz rahatça dışarı çıkamıyoruz dipnot geçiyorum şu an aklıma geldi güvenlik dediğin iri yarı olmaz mı bizim güvenliklerin alayı ufak tefek tipler o deli bizimkileri döver yani :) her neyse sonuç olarak kurtulduk umarım yine yaşamayız aynı şeyleri artık yine salarlarsa deli diye gidip kendime rapor alacağım ben de ortalığın ağzına sıçacağım :)
  evlenme teklifi öyle pat diye edilmez kardeşim yüzükle geleceksin ve o anın her şeyi özel olacak yer çok önemli zaman da tabi bir de öküz gibi etmeyeceksin teklifi biraz edebiyat katmalı işin içine ve öyle bir şekilde etmelisin ki kız hayır dememeli aslında günümüzde kızlar da erkeklere teklif ediyor ama biz klasik düşünelim :) bu görev erkeğe düşer artı doğru zaman da çok önemli zaman doğru değilse ettiğin teklifin hiçbir anlamı yok bebeğim ;)
 ilerde eğitimle ilgili bir yerde söz hakkım olursa üniversiteleri dağın tepesine yapmasınlar derim o yokuş ölüm lan sanki dağa tırmanıyoruz tarlaya yapın arkadaş normal yollarla ulaşabilelim bir de sınıfımız en son katta ölüyorum oraya çıkana kadar
burada günlerim çok çabuk ve güzel geçiyor çok şükür ben alışamamaktan korkuyordum çünkü biliyorum kendimi ne kadar mecbur olsam da orası içime sinmiyorsa olmuyor bir şeyler geceleri rahat uyuyamıyorum o da anormal bir şey değil hep öyleydim onun haricinde mutluyum be :)





yurdumu değiştirmek istiyorum bunu hem artıları hem eksileri var onları kafamda denkleştiremiyorum işte ne bileyim yürümek iyi oluyor yemekler güzel sayılır odadakilerle iyi anlaşıyoruz ama her zaman yürünecek hava olmayacak devlet yurtlarına göre pahalı en çok can yakan o zaten o parayı verirken bildiğin acıyor bir taraflarım bir de sınıftan hiç arkadaşım yok burada ve giriş saati akşam 9 yani akşam şuraya gidelim şunu yapalım olayı hiç olmuyor çünkü zaten 9 da buluşuyor bizimkiler
şu yazıyı yazacağım ya iki saattir bilgisayarın başındayım arada yazıyorum telefonla konuşuyorum müzik dinliyorum ama bitmiyor işte hemen yazı yazmak dışında her şeyi yaptığım için :)
 ya zaten zorla yazım bu kez harflerin hepsi küçük oluversin noktasız virgülsüz olsun bu kadarı zor çıktı valla ne yapayım :)

6 Kasım 2015 Cuma

KLİŞELİK Mİ?



Seni seviyorum... Ne kadar da klişe bir söz... :)
  Hayatımızın içinde köşelere sinmiş böyle klişeler var duydukça gözlerimi devirdiğim. Basmakalıp bunlar, eski telefonlarda şablonlar olur ya "toplantıdayım sonra görüşelim" gibi. Bana göre aynen böyleler. Mesela ayrılırken de "sen benden daha iyilerine layıksın" derler, "hayatında başarılar, mutlu ol" falan... Arkadaş benden ayrılınca mutlu olacaksa olmasın neden mutlu ol diyeyim ki ölsün gebersin sürünsün mümkünse. Daha iyilerine layıksam da bendeki egoyu düşünemiyorum o an. Aslında maske bunlar bir tür kılıf yani farkında olmadan yaptığımız söylediğimiz şeyler de var veya düşünmeden kurduğumuz cümleler. Basit olmamalı bence. Bu kadar herkesin söylediğini söylemek sıradanlaştırıyor aslında hayatı. Farklı olacaksın, farklı yaşayacaksın. Herkes gibi olursan herkesleşirsin, onun da bir tadı olmaz. En azından ben bunu duymuştum olmayacaksın.
  O yüzden klişelere karşıyım. Standart yaşayıp  monotonlaşmak ne kadar uzun yaşarsan yaşa yıpratır insanı. Depresyona giriyoruz yani çok sıkıcı bir hayatım var oluyor. Konuşurken de söylenen klişe cümleler sıçıyor içine.
 Mesela insanlar sevgisini anlatmak için başka cümleler icat etmeli, herkesin söylemediği herkesin bilmediği böyle milletin diline yapışmış sözler yerine kendine has şeyler olacak.
  Burdan anlayacağın gibi ezbere de karşıyım ben. Öğrendiğimizi unutmak yerine ezberlediğimizi unutmak daha kolay sonuçta. Bir mantığı olacak yani her ne olursa olsun.
 Ya onu bunu geçelim de Köfte' yi çok özledim ben. Her gördüğüm kediyi seviyorum o ayrı mesele de benim sürtüğümün yeri bir başka işte. Benimle yolda yürümek tam bir işkence. Gördüğüm her kediye gidiyorum. Bir arkadaşım kolumdan tutup zorla götürmüştü beni :) Ama çok seviyorum işte kediler beni bu dünyadan alıp götürüyor, mutlu ediyor, huzur veriyor. Bir kedi kucağımda olsun dünya yansa umrumda olmaz :):)
   bana bir kedi verin gerisini boş verin :)